Zonguldak, Türkiye'nin Karadeniz bölgesinde yer alan, tarihî ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir şehirdir. Bu şehirde birçok eski köy, geçmişin izlerini taşırken, zamanla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Yerel yaşamın dinamiklerini yansıtan, kültürel mirası barındıran bu köyler, doğanın kollarında kaybolmuş durumdadır. Günümüzde birçok insan, bu köyleri ziyaret edip geçmişle bağlarını güçlendirmeye çalışırken, diğerleri ise o mekanlardan uzaklaşmıştır. Zonguldak'ın kaybolmaya yüz tutmuş köyleri, hem tarihî hem de doğal güzellikleriyle gelecek nesillere aktarılması gereken önemli birer hazinedir.
Zonguldak'ın köyleri, tarihî olayların ve dönemlerin izlerini barındırmaktadır. Birçok köy, geçmişte maden ocaklarının olduğu yerler olarak bilinir. Köylerin yaşam alanları, yerel halkın ekonomi ve kültür yapısını etkileyen harfiyatlar ve göçler sonucu değişmiştir. Gömlekli, Filyos, Gökçebey gibi köylerde, terkedilmiş evler ve taş yapılar geçmişteki hayatın izlerini taşır. İnsanlar, bu alanlarda yaşarken, hem maddi hem de manevi değerlere sahip olmuşlardır. Ancak zamanla yerel yaşamın azalması, köylerin mezarlıklarına dönüşmesini sağlamıştır.
Kayıp köyler, yalnızca fiziksel yapılarıyla değil, kültürel dokularıyla da önem taşır. Zonguldak'taki birçok köy, yerel folklore, gelenek ve görenekleriyle zengin bir geçmişe sahiptir. Uzun yıllar boyunca burada yaşayan topluluklar, kendi özelliklerini geliştirerek köylerinde özgün bir yaşam tarzı oluşturmuştur. Örneğin, Gömlekli köyündeki geleneksel el işleri, hala bazı aileler tarafından yaşatılmakta ve yeni nesle aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu gibi köylerde, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurmak ve bu değerleri korumak elzem hale gelmektedir.
Zonguldak'ın kaybolmaya yüz tutmuş köyleri, doğanın sıcak kollarında yeniden doğma fırsatı bulmaktadır. Terkedilmiş alanlar, zamanla doğanın bitki örtüsüyle kaplanmaya başlar. Bu durum, çevreye fayda sağlarken, birçok yerel hayvan türü için de yaşam alanı oluşturur. Örneğin, Filyos köyü çevresinde sıkça rastlanan yaban hayat, doğanın bu alanlara hükmetmesini sağlar. Terkedilmiş köylerin halk arasında "doğanın kucakladığı bölgeler" olarak adlandırılması tesadüf değildir.
Kültürel miras, geçmişten günümüze uzanan bir köprü işlevi görür. Zonguldak'ın kaybolmaya yüz tutmuş köyleri, bu kültürel mirası yaşatmak adına önemli örnekler sunmaktadır. Tarihi yapıları, geleneksel el sanatları ve yerel müzikleri, Zonguldak'ın gönülden gelen değerleri arasında yer alır. Bu değerler, sadece bu köylerde değil, tüm Türkiye’deki kültürel zenginliğin de bir parçasıdır. Halk oyunları, bu köylerde hala yerel festivallerde icra edilmektedir. Böylece, köylerin kültürel mirası nesilden nesile aktarılmaya devam eder.
Bununla birlikte, köylerdeki kültürel mirasın korunması için çeşitli projeler yürütülmektedir. Yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları, bu köylerdeki tarihi mirası korumak için çalışmalara öncülük eder. Yapılan düzenlemeler ve restorasyonlar ile yerel halk, geçmişin izlerini tekrar yaşamanın mutluluğunu yaşar. Örneğin, Gökçebey köyündeki eski yel değirmeni, restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Böylelikle, vatandaşlar hem tarihi bir mekanı ziyaret etme şansına sahip olur hem de kültürel mirasın korunması için katkıda bulunabilirler.
Zonguldak'taki kaybolmaya yüz tutmuş köylerin korunması adına çeşitli girişimler bulunmaktadır. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü grup üyeleri bir araya gelerek ortak projeler geliştirmektedir. Bu projelerin başında, köylerin fiziki yapılarının restore edilmesi ve kültürel etkinliklerin düzenlenmesi gelmektedir. Her yıl çeşitli festivaller ve şenlikler düzenlenerek, köylerin tarihine sahip çıkmak hedeflenir. Böylece insanlar, köylerin değerlerini hatırlar ve onları korumak için bilinçlenir.